Monday, August 18, 2008

Eskişehir




Bu ülkede uzun süredir gitmediğiniz bir şehre, kasabaya, köye ya da mezraya gitmek insanın içinde tarifi zor duygular uyandırır. Gelişmiş veya az gelişmiş bir ülkede bu hissiyatı duymanız zordur. GElimiş ülkelerde on yıllar sonra yapılan gezilerde dahi sanki hiç bir şeyin değişmediğini düşünebilirsiniz. Zira şehirlerin bir havası ve ruhu vardır. Ve amaç bunu muhafaza etmektir. Lakin bizim güzel ülkemizde her bir kaç yılda bir her köşe başımızda yepyeni bir görünüş haiz olabilir.

Yıllar sonra Eskişehir'e bir düğün vesilesiyle tekrar gitmek kısmetini yakalayınca sanki makyajlanmış bir araba modeliyle karşılaşmış gibi hissettim. Yeni, yepyeni bir şeydi karşımdaki. Ama Taşhan gibi Papağan gibi güzellikleri yok etmeyen bir yenilik. Ati, Hülya ve ailesiyle daha da şenlenen gezim boyunca Osmanlı'dan kalma gibi duran Fırınlar, Amsterdam'ı kıskandıracak güzellikte caddeler, Doğu Avrupa kentlerinde görebileceğiniz hoş bayanlar ve daha birçokları....

No comments: