Thursday, March 11, 2010

Roller ya da maskeler



Hayatta hepimiz şu ya da bu şekilde maskelerler yaşıyoruz."kendinizi sevdirmeye çalışmayın, sevilmeye bırakın" diye bir söz duymuştum bir yerlerde. O kadar doğru bir söz ki. Ama acaba hayatta kendimizi olduğumuz gibi bırakabiliyor muyuz? Pek öyle olmuyor. daha okul sıralarında rollerimiz biçilir üzerimize. Çalışkan bir öğrenciysen, her derste ve her konuda her zaman öyle olman gerekir. Asla, hiç bir zaman bir şeyi bilememe ve yalnış yapma lüksüne sahip olamazsın. Eğer iyi futbol oynuyorsan her zaman iyi futbol oynaman gerekir, her maçta, her şartta. her maçı kurtaracak, her zaman en çok koşacak, her zaman en çok golü atacaksın.
Sonra büyürsün, roller her zaman hazırdır. Güçlü, metin, sakin biri olarak biliniyorsan artık ağlamak, sızlamak ya da başını bir arkadaşının omzuna yaslama şansın kalmamıştır. Sen o değilsindir artık. Sen süpermensindir. Eğer ofisin neşe kaynağı isen, her zaman neşe kaynağı olmalısın. Artık canın bir şeye sıkılamaz, bir şeylere kafan takılamaz. Herkesi neşelendirmek, espriler yapmak, takılmak senin görevindir.
Maskeler, her ortamda farklı maskeler. Bazı ortamlarda neşeli bazı ortamalarda ciddi, bazı ortamlarda nüktedan....görev gibi üzerimize yapışan maskeler.Çıkarmalıyız hepimiz maskeleri ve ne isek o olmalıyız.
"Göründüğümüz gibi olmamalıyız, olduğumuz gibi görünmeliyiz" Yoksa biz biz olamayız, ve biz kendimiz olmadan başkasının da olamayız. Kendimiz olamadan da mutlu olamayız. Çünkü hepimiz en sonunda kendimiz oluruz.

No comments: