Her sabah aynı saatte kalkıp aynı yollardan aynı işe gitmek bahtsızlığına mahkum insanoğlu...Her gün şehrin karmaşası ve debdebesi içinde yüzlerce, binlerce insan görüyor, hepsinin suratlarına bakıyor ve geçip gidiyoruz.Yapayalnız insanlar topluluğu bu şehir. Gerçekten kaç kişiyi yanımızda istiyoruz.Gerçekten kaç kişiyi seviyoruz. Gerçekten kaç kişi bizi seviyor. Gerçekten kaçımız sevdiğimiz işi yapıyoruz. Gerçekten kaçımız içimizden geldiği gibi - tamam - yaşayamadık; ama içimizden geldiği gibi davranabiliyoruz. En azından bir çılgınlık anında.... Sözgelimi kaçımız herkesten çok sevdiğimiz birilerini - örneğin annemizi, babamızı, karımızı ya da arkadaşımızı ve hatta köpeğimizi şöyle bağrımızı basıyoruz.
Yalnızız, hemde çok....Kalabalıklar içinde yalnızız. Çarşamba günü saat 14.00 te canın sıkılıyor. İştesin ya da evdesin ya da sokaktasın; ama ölesiye canın sıkılıyor. Kim senin bir telefonunla yanına gelir ya da kime gidebilirsin? OOOO bir sürü arkadaşım var diyorsan. Bir günü bunu denemelisin. Eğer fikrin hala bir sürü arkadaşım var şeklinde ise, dünyanın en şanslı insanınsın demektir. Çünkü yalnızız koca kalabalıklar içinde."yalnızım dostlarım yalnız" derken İbo, en azından şarkısını okuyacak dostları varmış.
Yalnız ya da ıssız adamız...her neyse oyuz. Kahretsin ki "hayat böyle" demek kolaycılığına ve tevekkülünü kabul edebilmek insana acı veriyor. Eğer "hayat böyle" ise dostlar bize yalan söylemişler.
No comments:
Post a Comment