Sunday, April 4, 2010
Corrie Rachel Olabilmek
2003 yılının 16 mart günü Filistinli bir doktorun evinin yıkılmasını engellemek için İsrail Bulldozerinin altında kalarak hayatını kaybetti Corrie Rachel. İnternette küçük bir araştırma yaparsanız bulldozerin ezdiği Corrie'nin parçalanmış yüzünü görebilirsiniz. Ben bakmak istemedim. Corrie'yi ezen bulldozeri de gördüm küçük bir aramada, ürkütücü ve dev gibi bir şey, kara pis bir demir yığını. Büyükşehir belediyesinin kar küreme araçları, o bulldozerin yanında şirin kalır.
23 yaşındadı Corrie, hayalleri vardı. Filistin, Refah'tan ailesine gönderdiği mektupta şöyle demişti: " Seni seviyorum anne. İnan, çok özlüyorum. Kabuslar görüyorum. Rüyalarımda, siz ve ben içerdeyken, tank ve bulldozerlerin evimi çevirdiğini görüyorum....Doğrusu buradaki insanların bilinçli olarak yaşamlarının yok edilişlerini görmelerine rağmen, bu kadar iyimser olmalarının anlayamıyorum..."
Rachel'ı kasıtlı olarak öldüren sürücü disiplin cezası bile almadı. İsrail, için başka ırkların ölümünün pek anlamı yok. Irkçılıktan bu kadar acı çekmiş bir millet için nasıl bir tezat.
Rachel bir fenomendir. Tüm insanlık boyunca ismi efsaneleşecek, ve bir simge halini alacaktır. Çünkü O zulme karşı, yanlışa karşı durabilmiş, muslümanların çoğunluğunda olmayan ama Hz. Ali'nin dediği: " Zulmü görüyor ve hiçbir şey yapmıyorsan, sende o zulme ortaksın" dustürunu bilmeden yaşatabilmiştir. Rachel yalnışın karşısında duran bir Martin Luhter King, bir Abraham Lincoln, bir Köroğlu gibidir.
Şimdi bizler yataklarımızda rahat rahat uyuyalım. Günde ortalama 2 dolar ile yaşamaya çalışan Filistinlileri unutalım. Dünyadaki 1 milyar aç insanı unutalım, Aç komşumuzu unutalım, Borç harç batağında sıkışmış "eski" dostlarımızı unutalım, eti tanımamış Anadolu insanını unutalım, daha bir çok şeyleri de unutalım.
Aklımızda tutmamız gerekn bir çok şey var. Kim bu gereksiz bilgileri aklında tutacak. Akşama maç var, bizim takımda sakat var. Milyonlarca dizi var hem. Behlül var, Bihter var, Ramiz Dayı var....Var oğlu var. Hem 20 çift ayakkabıya yenisini eklemek için bütün AVM'leri gezmek lazım. Sonra ilkbahar - yaz kreasyonlarını takip etmeliyiz. Mazallah sonra bizi beğenmez karşı cins. Oysa, bilmeyiz ki dünyanın en güzel şeyi bile 15 dakika sonra sıkıcı gelir. Eğer içi boş ise. Mevlana'nın deyimiyle kadeh ne kadar güzel olursa olsun, siz bana içindekinden bahsedin.
Vicdan, işte bütün mesele bu. Corrie Rachel'ın vicdanı ona zulme karşı koymaya itti. Rahat bir hayatı istemdi Rachel.İstese de yapamazdı zaten. Çünkü Amerika'da ailesiyle birlikte, evinde rahat tahat yaşarken dünyada gördükleri Onu mutsuz edecekti. Küçük insanlar gibi değildi. Üç beş kuruşun, elbisenin, arabaların vs. değil, insanlığın kayıp vicdanın peşindeydi.
Küçün küçük hesaplar peşinde koşan, arkadaşlık - dostluk tanımayan, ortayolcu ve fırsatçı, çıkarlarında başka bir şeyi düşünmeyen dünyanın Corrie Rachel'dan alacağı çok dersler var.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
2 comments:
yabiliklik & yapamazlık arası birşey bu..
belki yaşamsal bir tercih belki karakter vicdan belki en çok snein üstünde durduğun gibi.
zaman içinde en başta sahip olduklarını kaybedersin hep..
bir bakmışsın saflığın kaybolmuş elini vicdanına koyduğun geceler yok artık.
hayat birşeyin peşine düşürmüş seni avuçlarını sıkmış, gözlerini yummuş, kulaklarını kapamış "sencil" isteklerin peşine düşmüşsün.
Corrie olamazsın o gündne itibaren.
Sencil istekler kapını çalmaya başladığı gün & sen onları haklı yada haksız elde edemedikçe artık Corrie'de olamazsın kimse hatta kendin bile olmazsın.
AVMler kalabalık toplumların yaşadığı bunalımları tedavi yada geçiştirme amaçlı kurulmuş toplu bakımhanelerdir aslında.
Bir avuç ilaç yutmak yerine ki zaten kanserden ölünülecektir sonunda bir avuç paraya satın aldıklarınla yeniden umutlanma kapısıdır.
Evet kimse kimseyi beyenmez.
Keşke insan bu şekil yaradılmamış olsaydı..
İçimizde yardımsever birileri kaldıysa onlar hiç yok olmadan çoğalarak artsaydı.
Üzgünüm bu yazıyı okuduğum için kendimle yüzleşmem gerekti gördüklerim de suçluluk duydurttu.
Bana da suçluluk hissettirdi, sadece suçluluk...
Post a Comment