Thursday, June 21, 2007

Şehrin Köşeleri

Geçenlerde Nişantaşında'ydım. Genelde benim yaşıtlarımın yaptığı gibi Kırıntı'da ya da ismini bilmediğim diğer yiyecek - içecek mekanlarında takılmak için değil tabiki...Çalışmak için oradaydım. Memleketin ekonomisini ayakta tutacak bazı insanlar lazım değil mi ? Akşamüstü çalışmaktan bıkan yorgun vücudum Nişantaşı sokaklarında dolaşmaya başladı. Sadece yürüyordum, düşünmeden yürüyordum. Etrafımdan geçen insanlar bana uzak bir ülkede olduğum izlenimi veriyorlardı. Hatta sokaklar, binalar, mağazalar ve vitrinleri beni rahatsız edecek kadar yabancıydılar. Bu duygu Cadde de zaman zaman üzerime çökerdi ama o akşamüstü karabasan her zamankinden daha güçlüydü.
Yolda yürümeyi bıraktım. Nişantaşı parkının üst tarafından Beşiktaş'a doğru baktım. İçimi ilkbahar akşamlarının hafif serin rüzgarı ürpertti. Önümden geçen 16 - 17 yaşındaki gençlere baktım. Sonra Allaha şükrettim. İyiki dedim şehrin arka sokaklarında büyüdüm. Gerçek insanlar, gerçek hayatlar gördüm. Gerçek arkadaşlarım oldu. 26 yıllık hayatımda 16 yıllık dostlarım oldu. Nişantaşı, cadde ; marka elbiseler ve arabalar mı yoksa gerçek dostlar mı ??karar bizim için bellidir. Hayatının belli dönemlerinde sadece bir dondurma alacak dahi parası olmayan bir insanın daha sonra ufak şeylerden mutlu olmasından daha normal ne olabilir ki ?? Peki reşit olmayan BEBEKLERE tek seferde binlerce liralık hesaplar ödeyecek para ve yüzbinlerce liralık araba alanlar sizce bu insanları ilerde ne mutlu edebilir.
Maddiyat ve cismaniyet hüküm sürmede İstanbul 'un bazı tepelerinde, bazılarınıdaysa maneviyat. Aşk, alınteri, sevgi, saygı, aile, vatan vs. hala kutsal bazı köşelerinde şehrin. O köşelerki kalbidir bir ülkenin. Nişantaşı'da, Bebek'te, Boğaz'da, Cadde'de ya da yurdum topraklarında oturmayan bazı "fake" entellektüller şehrin köşelerinde yaşayan bu insanları pijama -atlet giyip sokağa çıkan çapulcular olarak görsede. sahibidir ve bekçisidir bu toprakların kenar mahalle insanları............

2 comments:

Atilla Ikinci said...

Kardesim benim, döktürmeye başladın yine, bence artık sen piştin. Ufaktan ufaktan bu yazılar Deneme başlangıcı olmaya başlamış gibi geldi bana. Ben senin peşini bırkamayacağım 2 seneye kadar senden deneme kiitabı çıkabileceğini artık biliyorum.

Nihat Tarkan said...

sağol kardeşim o da olur inş...