İlk nerede, ne zaman dinledim bilmiyorum. Müslüm Gürses şarkı söylemiyor, sanki Olimpos Dağı'ndan yeryüzüne buyruk veriyor gibiydi. Şarkıyı bir daha dinledim, sonra b,r daha, sonra bir daha... Hemen büyük bilge Google'da şarkı ile ilgili biraz araştırma yaptım. Meğer şarkının sözleri Murathan Mungan'ın "Nilüfer" şiirine aitmiş. Sonra sözleri daha dikkatli dinledim. "Beni bana ver, bir şansım olsun..."
Zaman geçtikçe ara ara şarkıyı dinlemeye devam ettim. Hatta arkadaşlarıma dinlettim. Şarkı çok güzeldi. Hala da öyle güzel. Daha sonra şarkıyı radyoda Mert Fırat'tan dinledim. Mert Fırat oyuncu- esas oğlan- olduğundan hemen film müziği olduğunu anladım. Şarkıyı seviyorum ya, filme de gittim. Film bence olmamış. Bir şarkının üstüne bina edeceğiz diye tüm filmi bir hedefe, tam filmin sonunda esas oğlan kıza o şarkıyı söylesine hedeflemişler. Son sahne tamam da öncesinde akılda kalan hiçbir şey yok.
En azından filmden öyle... Mert Fırat sadece şarkıyı söylese ve bıraksa kariyerine daha net bir başarı eklermiş kanaatindeyim. Mert Fıratı'ı genel kariyer anlamında son derece başarılı buluyorum.Orası da ayrı. İyi film akılda bir şeyler bırakır, bir sahnesi kült olur, bir lafı aklına yazar sonra köşe başından ayırmazsın, iyi film bunları yapmasa da olur. Kara Şovalye çok iyi bir filmdir. Yerinde oturamazsın çünkü, tüm film sanki hop oturur hop kalkarsın. İyi filmin esasen illa şu özelliği bu özelliği olmasına gerek yok. Bir esaslar silsilesi yok ama bir estetik kaygısı olmalı. Gişeye film yaparsan, gişede kalırsın. Recep İvedik'ten tiksinyorum diyerek orada gezinen aydıncıklar var. Ama Recep İvedik bu ülkede komedi anlayışına bir farklılık getirmiştir. Sokaklarda insanlar- beğenelim ya da beğenmeyelim, iyi ya da kötü- aylarca Recep İvedik repliklerine güldüler, hala gülüyorlar. Bir varmış, sonra yokmuş...
No comments:
Post a Comment