Monday, July 30, 2007

Erkek Milletine Reva Görülen Pazar İşkencesi

Aslında bu yazının üst tarafına dün akşam saatlerinde İstanbul'daki büyük alışveriş merkezlerinin birindeki bir mağazada alışveriş yapan karısına çaresizlik,kızgınlık,yılgınlık,yenilgi,sıkılma ve tevekkül içinde bakan adamın fotoğrafını çekip koyabilseydim bu satırları yazmak için zaman harcamama hiç gerek kalmazdı.Ama maalesef yanımda fotoğraf makinem yoktu. Ayrıca mağaza fotoğraf çekmek için hiç de uygun değildi. Oysa Bir an için mağaza içinde herkesi dondurup fotoğraflarını çekmek harika olurdu. Zavallı erkeklerin karılarından çektiği eziyet bir nebze olsun anlatılabilirdi belki. Hafta sonları ayaklarını uzatarak bir maç izlememleri kendilerine reva görülmeyen bu zavallı millet, mağazalarda karılarının peşinde o dükkan senin bu dükkan benim gezer, çocuk arabalarını sürer, zırıldayan çocuklarlarla ilgilenirler. Tüm bu süreçte kadınlarımız avına atlamak için hazırlanmış yırtıcı kaplanlar gibi mağazalara etrafı süzerler. Maddi gücü kısıtlı erkeklerimizin ekonomik durumlarının çöküntü içinde olması karşı taraf tarafından fazla dikkatte alınmaz. Saatler sürer bu eziyet. Maaşın iyi ihtimalle dörtte biri tarihin tozlu sayfalarına karışmıştır. Erkek yorulmuştur.Bedenen ve ruhen bitmiştir. Aklında sarsılan ekonomisini nasıl düzelteceği vardır. Ama bu şöyle güzel bir yemek yeme isteğini kırmaz. Fikrini açıklamasıyla eşinin akıllara ziyan yanıtı gecikmez " Ne gerek var para harcamaya, evde yeriz" Erkek sarsılmıştır, biraz önce bir ayakkabıya verdiği yüz küsür ytl aklına gelir; ama imanı gibi bir tevekkül içindedir. Sabrı Hz. Eyüp'ü kıskandıracak derecede engindir. Evde şanslıysa karpuz peynir yiyeceğini bilir. Susar. "Tamam" diyebilir belli belirsiz.
En azından akşam maç izlerim der kendi kendine. İçine yavaş yavaş bir mutluluk yayılır. Yan komşuyu da çağırırım diye düşünür. Ağzı kulaklarına daha da yaklaşmıştır. Tüm yorgunluğunu bitkinliğini unutmuştur. Arkadan, derinden bir ses duyulur " Aşkım akşam güzel bir aşk filmi var. Onu izleriz değil mi ?" . O an kulaklarda İbo'dan " Allah'ım neydi günahım" nakaratı vardır.
Nazım Kadınlarımızı anlatmıştır bir şiirinde. Şöyle bir şey diyordu bir yerinde şiirin :

ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen


Nazım Anadolu'nun kadınlarını anlatmıştır bu şiirnde. Herkes üzerine almasın. Hipermarket kadınları için şiir yazacak başka Nazım'lar gerek...

Sunday, July 15, 2007

Şehir ve Çocukluğum






Şehirde yaşayan her çocuk gibi bende hasret büyüdüm parklara, bahçelere, sahalara ve daha bir çok şeye.... Yüzlerce çocuktuk. Anadolu'nun dört köşesinden gelmiştik. Parkımız yoktu, bahçemiz de yoktu. Ama sokaklar bizimdi arabaların olduğu kadar. Zaman zaman arabalar varlığımızdan rahatsız olurdu. Bazılarımıza araba çarptı, bazılarımızın üzerinden geçti. Benim de ayağımız üzerinden geçmişti bir taksitçi...unutamam.
Futbol en favori oyunumuzda. Bazen sorarlar neden herkes futbolla ilgileniyor sanki başka spor yokmuş gibi diye...Bilmezler ki futbol fakir oyunudur. Tek lazım olan kale yapacak taşlar ve top olarak kullanılacak bir kutu, taş ya da onun gibi bir şeydir. Şehirdeydik ve çocuktuk. Sokak aralarında oynuyoruk. Başka yerimiz yoktu. Bazen İdris Amca bazen de Serkis Amca kızarlar bas bas bağırarak bizi kovarlardı. Ama biz en fazla 5 dk ara verirdik. Yıllar yıllar geçti o günlerin üzerinden korkarım şehir çocukların için hala hoyrat hala katı duruyor. Belki biz daha bile şanslıydık. Bir incir ağaçlı bahçemiz vardı. Artık o da yok.

Sunday, July 8, 2007

Pazartesi Sendromu




Pazatesiler...PAzartesiler...Ömrümü yediler.

Monday, July 2, 2007

Moda üzerine





"Bir kadının giyebileceği en güzel giysi, sevdiği erkeğin kollarıdır. Ben öyle bir mutluluğa ulaşamayanlar için moda yapıyorum..."

Yves St. Laurent


Bu sözün üzerine daha fazla konuşmak belki de anlamsız...Hayatını,ününü,parasını,yukarıdaki cümlenin dikkate alınmasını "moda" ya borçlu olan birisi açık yüreklilikle moda hakkında ne düşündüğünü söylüyor. Ama önemli olan bunu hayatının anlamını, elbise üzerine kuranların görmesidir. Bir erkeğe ya da kadına sevilen birinin kollarından daha güzel bir elbise olamaycağını öğreten modacı - ama bana göre filozof- kişiye teşekkürler.....