Sunday, December 1, 2013

İstanbul Efendisi

Bu ülkede pek çok yalan varda, en büyüklerinden birisi, "Efendim toplumumuz sanata ilgisizdir" yalanıdır. Hele kaliteli bir oyuna, konsere, operaya... bir gitmeye çalışın bakalım. Bu naçizane satırlarda ne anlatmak istediğimi çok daha iyi anlayacaksınız. Aylar öncesinden bilet almaya çalışırsınız, biletler anında tükenir, araya hatırlı birilerini sokmaya çalışırsınız. Yok canım !!! diyenler var ise bir denesin bakalım. "İstanbul Efendisi" tiyatro oyununa bir buçuk ay öncesinden bilet almaya çalıştım. Evet yer buldum, ama salonun kıyısında köşesinde bir yerlerde. Hatta beraber gittiğim arkadaşımla yan yana bilet alamadım. Önlü arkalı bilet almak zorunda kaldım. Gerçi oyuna yetişemeyen sanatseverler sayesinde yine yan yana oturabildik. Yani, bu ülkede insanlar sanata meyletmez demek ne kadar doğrudur derseniz, hiç ilgilenmeyenlerin yanında çok ilgili olan önemli bir kesim de var derim. Yoksa birisi Maltepe'den, diğeri İstinye'den iki insan kalkıp Ümraniye'de tiyatro oyununa gitmez. Çok şükür ki bu gidiş mücadelesinin sonunda son derece kaliteli bir oyun izledik. Hem müzikal hem tiyatro hatta zaman zaman konser zaman stand-up. Yıllar önce gittiğimde de çok beğenmiştik İstanbul Efendisi'ni. Dün de çok beğendim. Şiddetle tavsiye ederim. İnsanlar anladıkları, bildikleri, aşina oldukları şeyleri seviyorlar. Neden memleketteki erkeklerin çoğu futbol sever derseniz, sebebi basittir: Hepimiz kendimizi bildik bileli sokakta top oynarız. Futbolun ne olduğunu biliriz, babamız, amcamız, dayımız bizi bir maça götürmüştür. Tiyatro malesef futbol kadar şanslı değildir. Ama herşey değişiyor. Babam beni hiç tiyatroya götürmedi. Bildiğim kadarıyla kendi de hiç gitmemiştir. Ama ben gidiyorum. Öğreniyorum, anlıyorum ve seviyorum. Hele yanınızda sizin gibi biri de var ise değmeyin keyfinize. Hem kültür, hem gezme, hem muhabbet...

Saturday, November 23, 2013

Öğret'men'

Çocuğum ödevini neden yapmadın?, Ama bu ödevler senin için, her gün yarım saat tekrar etsen ve dersi biraz dinlesen yeter, aaaa ama çocuklar lütfen sessiz olalım, bunları sizin için anlatıyorum... Ama hocam olmuyor böyle, çocuklara çok sert davranıyorsunuz. Aman efendim sadece susun dedim. Zaten notları da yerlerde sınıfın. Aman efendim tekrar ediyorum, tekrar tekrar üzerinden geçiyorum, dinlemiyorlar. Biraz şımarıklar. Aman hocam çocuk bunlar. Beyefendi çocuğunuzla ilgili biraz sıkıntılarımız var, kendini derse veremiyor, yoksa çok zeki. Aman hocam o kadar akıllıdır ki benim çocuk-her biri Einstein- tabi öyle efendim yalnız dersi dinlemiyor. Hocam sıkılıyor olmasın. Efendim ders bu olabilir. Aman hocam size mi alışamadı. Eğlenmek istiyor. Ama okul eğlence yeri değildir ki.. Zamane çocuğu hocam işte... Ay başında maaş bitti yine...

Thursday, November 14, 2013

Back in town

Again on the way to the "sacred land". I guess it was 15 years ago when I first saw the Anzak Bay. And started our great relation with it. Nearly each year we have gone there. We collected many interesting and unforgetable memories. Sometimes when I glance at the photos taken in Çanakkale, I notice that one of the best times I have spent in my life is there. What is life for God's sake. Life is instances. Just the moments. Short times.... Most of our life goes with the things which we dont remember... A man may live less than three months happily. It is up tı us to make these day more... For that tomorrow, again we will be on the way to the sacred land...