Thursday, February 14, 2008

Sevgililer Günü

Sevgililer Günü...
Yok pardon Valentine's Day. O da kimse artık. Heralde bir Aziz falandır. Neyse konumuz neydi? Sevgililer Günü. Sevgililer Günü'nün nasıl bir kapitalizm ürünü olduğu, aslında amacın tüketimi artırmak ve zenginleri daha da zengin etmek vs. üzerine sayfalarca şey söylenebilir. Ama bunlardan bahsetmek istemiyoroum. Yılda bir gün be kardeşim ne olur geyiğine de girmek istemiyorum.

Çünkü her ne kadar kapitalizme hizmet etse de böyle günlerin güzel ve gerekli olduğunu düşünüyorum. Bazıları, insan sevdiğini yılda bir gün mü hatırlar. Hiç hatırlamasın zaten o zaman delikanlılığına da girse de söylediği laflara değil çevresindekiler kendisi dahi inanmıyordur. O yüzden paşa paşa gider hediyesini alır ve sevdiğinin yolunu tutar. Yüce Türk milleti erkeleri dışarda kazak görünmeye bayıldıkları için bu romantik tavırları dışa vuramazlar. "Evlendik romantizm bitti kardeşim, Babamların zamanında sevgililer günü mü vardı?, Sevgililer günü delikanlıyı bozar, Abi bırakın bu burjuva lafları...." gibi cümlelerle birbirlerini gazlamak suretiyle Sevgililer gününe olan tavırlarını dışavurumsal bir yöntemle dışavururlar. Oysa kazın öteki ayağı farklıdır. Hediye olayları zaten çözülmüş romantik ortam için çalışmalar yapılmıştır. Ama dışavurumsal yaklaşımları bir anda içselleşir. Hatta gizlileşir.

Şahsım bu tarz düşüncelerin sıkıntısına azlıkla düşmekle birlikte genel Türk erkeği yaklaşımına anlam verememiştir. Dolayısıyla şunları sizlere söylemeyi elzem buluyorum:

"EY TÜRK GENÇLİĞİ VE KENDİNİ GENÇ HİSSEDENLERİ,
SEVGİ YA DA AŞK O KADAR NADİR BULUNAN BİR ŞEYDİR Kİ YAKALARSANIZ ASLA BIRAKMAYIN
SEVGİLİLER GÜNÜNDE SEVGİLİNİZE HEDİYE ALIN, DURMADAN ARAYIN, AKŞAM İÇİNDE ROMANTİK BİR ORTAM AYARLAYIN. HİÇ SAĞA SOLA BAKMAYIN. BİLİN Kİ HERKES SİZİNLE AYNI ŞEYLERİ DÜŞÜNÜYOR. BUGÜN SİHİRLİ İKİ SÖZCÜĞÜ SÖYLEMEKTEN KORKMAYIN"

Sevgililer gününe sevgilisiz girip de daha dün benim yaptığım gibi etrafa" Çok şükür bu sene de hediyeden yırttık. Ne eziyettir o kardeşim hediyesi var, yemeği var, romantizmi var; yok akşam maç var birde, o da bok olacak hiç yere.........." diyenlere hiç ama hiç kulak asmayın. Kendinizi bir Ferrari kullanırken yanınıza gelip size kafa tutan Doğan'a gülüp geçen insan olarak düşünün. Ve inanın bu böyledir. Sevmek ya da aşk, doğanın kanunudur. Hiç kimsenin karşı koyamayacağı; yerçekiminden, Büyük Ünlü Uyumundan, Suyun Kaldırma kuvettinden, e=mc2 vs...çok daha kuvvetli bir kanun.

SEVGİLİLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN...

Monday, February 11, 2008

Facebook

Bu FACEBOOK illeti hakkında bir şeyler söylememek için çok direnmeme rağmen artık bu konunun elzemliği karşısında duramıyorum. Bir mesai gününde, mesai saatleri içinde o zaman İngiltere'de olan arkadaşım-ismini zikretmek istemiyorum- bana bir davetiye gönderdi. Arkadaşını ...sizi facebooka davet ediyor şeklinde bir davetiyeydi. Ulan bu Facebook'ta ne olaki dedim kendi kendime. O zaman şimdiki gibi memleket satıhlarını her köşesine sirayet etmiş bir Facebook salaklığı ortada yoktu. Bende diğer arkadaşlık siteleri gibi bununda üye olununca unutulanlardan olduğunu zanettimse de acı gerçekle yüzleşmem uzun sürmedi. İngiltere'deki arkadaşımın davetini "reject" etmek istemediğimden sağ baş parmağım ile mouseumu tıklayarak accept dedim.

Artık Matrix'te Morfues'un verdiği hapı yutup bambaşka alemlere giden Neo olmuştum. Her gün gelen onlarca mailin her birine bakmaya kalktığım ilk günlerde iş yerinde mesaimin büyük bölümü Facebook'ta harcadım. Sonra ne lan bu haliyeti ruhuyesiyle maillere hiç bakmadım. Sonra arkadaşlarımın" aaa Nihat sana funwall'dan, superwall'dan bir şeyler gönderdim baktın mı ?" akıllara ziyan sorularıyla haşrı neşr olmaya başladım. Birçokları, Facebook sayasinde çocukluk, ilkokul ya da başka yerlerde edindikleri ama uzun süredir göremedikleri arkadaşlarıyla görüşebildikleri için çok mutlu ooduklarını söylüyorlar. Peki ya sonra ???? yıllar sonra görüştüğün arkadaşınlar yapacağın en fazla bir iki lak lak ya da bir buluşmadır. Görüşeceğimiz, görüşmek istediğimiz insanlarla zaten görüşmüyor muyuz. Duyamadım. EVET mi ??.. Fazla söze ne hacet.


Peki bütün hayatını Facebook'ta teşir etme manyaklığına ne demeli...Hasta mısınız siz kardeşim? derler adama. ADam bakkala gitmiş onun bile fotoğraflarını koymuş. Günlük olarak hayat Facebook'ta....BBG manyaklığının çok daha tehlikeli uzantısı çünkü facebook'ta 3 - 5 kişi değil herkes gözler önünde. Gencecik kızlar şundan 5 yıl önce türk televizyonlarında rahatlıkla soft erotik kıvamda denilecbilecek pozlarını ifşa ediyorlar ve bunu garipsemiyorlar. Yok kardeşim yok...Bu facebook işinin de suyunu çıkarttık çok şükür Yüce Türk milleti olarak...Erkekler her zamanki gibi kız avcılığı için bir araç, bayanlarda nispeten aynı amaç ve ayrıca bir teşhircilik psikolojisi içinde kullanmaktalar bu siteyi..Kimse yok ne alakası var demesin. Aynaya bakıp bir düşünsün...

Saygılar sevgiler....